İlk olarak Çin’in Vuhan kentinde 2019/Aralık ayında ortaya çıkan vekısa bir sürede tüm Dünya’yı etkisi alan korona virüs, ilk olarak 11 Mart tarihinde ülkemizde görülmüştür. Korona virüsün ülkemizde birçok sektörü etkilemesinin yanında, en çok da turizm sektöründe olumsuz etkisinin olduğunu söylememiz mümkündür. Şöyle ki;
Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘ pandemi’ ilan edilen ve ülkemizde de kısa sürede etkili olan korona virüsün etkisinin önlenmesi amacıyla, çeşitli tedbirler alınmıştır.
Bu tedbirler kapsamında, 03 Nisan 2020 tarihinden bu yana birçok ilde şehir giriş/çıkış sınırlaması uygulanmakta olup; 11-12 Nisan, 18-19 Nisan, 23-26 Nisan, 1-3 Mayıs, 9-10 Mayıs, 16- 19 Mayıs ve 23-26 Mayıs tarihlerinde de (toplamda 21 gün) yine birçok ilde sokağa çıkma kısıtlaması uygulanmıştır.
Bunun yanı sıra, kafeler, restoranlar ve oteller gibi işletmelerin de tedbiren geçici süreliğine faaliyetlerine son verilmiştir.
Bununla birlikte 22 Mart 2020 tarihinden itibaren 65 yaş üstü vatandaşlar için, 03 Nisan 2020 tarihinden itibaren de 20 yaş altı gençler için sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulandığı bilinmektedir.
Hal böyle olunca; vatandaşların önceden, özellikle de Ramazan Bayramı tatili için (23-26 Mayıs) satın almış oldukları tatillere gitmesi, gerek seyahat kısıtlamaları, gerekse de sokağa çıkma yasağı uygulamaları neticesinde imkansız hale gelmiştir.
Erken Rezervasyon Uygulaması
Türkiye’deki acenteler, uzun yıllardır tatilini erken satın alan kişilere %50’ye varan indirimler sunmaktadır. Kısıtlı tatil bütçesi ayırabilen dar gelirli vatandaşlar için oldukça cazip olan bu ‘erken rezervasyon’ uygulaması ülkemizde bu zamana kadar yaygın olarak kullanılmaktaydı.
Ancak, 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde ilk defa korona virüs vakasının görülmesi ile bu ‘erken rezervasyon’ uygulamasının resmen çöktüğünü söyleyebiliriz.
Zira, basından edindiğimiz bilgiye göre, 2020 yaz sezonu için, erken rezervasyon ile bugüne kadar yaklaşık bir milyon tatil satışının gerçekleştiğini belirtmek isteriz.
Uygulanan seyahat kısıtlamaları, sokağa çıkma yasakları, otellerin hali hazırda kapalı olması ve bunun gibi birçok tedbir sebebiyle vatandaşlar, acenteleri arayarak tatillerini iptal ettirerek para iadesi almak istediklerini talep etmişlerse de, ne yazık ki acenteler tarafından vatandaşların bu talepleri reddedilmiştir.
Hemen hemen bütün tatil acenteleri, para iadesi yapılamayacağını, en iyi ihtimalle tatil tarihlerini erteleyebileceklerini ifade etmişlerdir. Ancak, bu pandemi sürecinin daha ne kadar süreceğini bilemeyen vatandaşların, tatillerini iptal ettirerek para iadesi alamadıkları için açıkça mağdur oldukları görülmektedir.
Önemle ve öncelikle belirtmemiz gerekir ki, tüketici konumunda bulunan vatandaşların, acenteler tarafından sunulan ileri tarihli rezervasyon teklifini ve/veya farklı turlarda bu hakkı kullanabilme seçeneklerini kabul zorunluluğunun olmadığını ifade etmek isteriz.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 51. maddesinde paket tur sözleşmeleri; paket tur düzenleyicileri veya aracıları tarafından, ulaştırma, konaklama veya başka turizm hizmetlerinden en az ikisinin birlikte, her şeyin dâhil olduğu fiyatla satıldığı veya satımının vaat edildiği ve hizmetin yirmi dört saatten uzun bir süreyi kapsadığı veya gecelik konaklamayı içerdiği sözleşmeler, olarak tanımlanmıştır.
Aynı kanunun, 51/6 maddesinde, paket tur sözleşmelerinin iptali düzenlenmiş olup, buna göre;
Tüketici, kendisinden kaynaklanmayan nedenlerle paket tur sözleşmesinin esaslı unsurlarından birisinin değişmesi veya turun başlamadan önce iptal edilmesi hâllerinde bu değişikliği veya paket tur düzenleyicisi tarafından sunulan alternatif bir turu kabul edebileceği gibi sözleşmeden dönme hakkına da sahiptir.
Sözleşmeden dönülmesi hâlinde paket tur düzenleyicisi veya aracısının, dönme bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren tüketicinin ödemiş olduğu tüm bedeli herhangi bir kesinti yapmaksızın derhâl iade etmesi zorunludur.
Bu kapsamda, ülkemizde korona virüsle mücadele kapsamında alınan tedbirler çerçevesinde, hali hazırda uygulanmakta olan seyahat kısıtlamaları, sokağa çıkma yasakları, otellerin, restoranların ve kafelerin geçici süreliğine faaliyetlerine son verilmesi ve de Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere bütün resmi mercilerin mecbur kalmadıkça sokağa çıkılmaması ve evde kalınması politikaları uygulaması sebepleriyle tüketiciler, kendilerinden kaynaklanmayan bu nedenlerle önceden satın almış oldukları tatillere gidememektedir.
Yukarıda ifade etmiş olduğumuz üzere, kanunen, tüketiciye kendisinden kaynaklanmayan nedenlerle tatile gidememesi halinde, alternatif başka bir turu seçme hakkı veya sözleşmeden dönme hakkı tanınmıştır. Tüketici, kendisine tanınan bu haklardan istediğini seçme özgürlüğüne sahiptir.
Dolayısıyla, acentelerin, tüketicinin önceden satın almış olduğu tatilin iptalini talep etmesi halinde, para iadesi yapmaması, onun yerine tatil tarihini ertelemeyi teklif etmesi ve bu teklifi dayatması hukuken kabul edilemez bir durumdur.
Üstelik yine kanuna göre acenteler, tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istemesi halinde, tüketicinin ödemiş olduğu bedelin tamamını herhangi bir kesinti yapmaksızın iade etmekle yükümlüdür. Bu, acentelere kanunen getirilmiş bir zorunluluktur.
Yine, Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 11. maddesi ile, paket turların iptali hususu düzenlenmiş olup, buna göre tüketici, paket turun başlamasından önce turu iptal etmesi halinde, kendisine tanınmış olan şu seçimlik haklardan birini kullanabilir. Bunlar;
1- Paket tur düzenleyicisi veya aracısı tarafından sunulan, eşit veya daha yüksek değerde başka bir paket tura ek bir bedel ödemeksizin katılma
2- Fiyat farkının kendisine iade edilmesi şartıyla daha düşük değerde bir paket tura katılma
3- Herhangi bir tazminat ödemeksizin sözleşmeden dönme.
Sözleşmeden dönülmesi halinde paket tur düzenleyicisi veya aracısının, sözleşmeden dönme bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren katılımcının ödemiş olduğu tüm bedeli herhangi bir kesinti yapmaksızın EN GEÇ ON DÖRT GÜN İÇERİSİNDE iade etmesi zorunludur.
Uyuşmazlık Halinde “Tüketici Hakem Heyetlerine” Gidilmelidir.
Tüketicinin, iptalini talep ettiği tatilinin bedelinin tüketiciye iade edilmemesi halinde meydana gelecek olan uyuşmazlıkta, başvurulacak merci; tüketicinin ikametgahı, işlemin yapıldığı yer ve uyuşmazlık değerine göre belirlenmektedir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 68. maddesi ve Ticaret BakanlığıTüketicinin Korunması Ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü’nün 31/12/2019 tarihli yazısı ile,
- Büyükşehir statüsünde olan illerde, değeri 6.920 Türk Lirası’nın altında bulunan uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem Heyetlerinin, (<6.920)
- Büyükşehir statüsünde olan illerde, değeri 6.920 Türk Lirası ile 10.390 Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetlerinin, (6.920 – 10.390)
- Büyükşehir statüsünde olmayan illerin merkezlerinde ve bağlı ilçelerde değeri 10.390 Türk Lirası’nın altında bulunan uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetlerinin, (< 10.390)
- Değeri, 10.390Türk Lirası’nın üzerinde bulunan uyuşmazlıklarda ise Tüketici Mahkemesinin,(10.390 >)
görevli olduğu belirlenmiştir.
Tüketici, başvuruyu, yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki veya işlemin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine yapabilir.
Bu spesifik uyuşmazlıkların çözümü için İl/İlçe Tüketici Hakem heyetlerine veya Tüketici Mahkemesine yapılacak başvurularda, tüketicinin herhangi bir hak kaybına uğramaması adına, uzman bir büroyla iletişime geçilmesi oldukça yararlı olacaktır. Önemle belirtmek gerekir ki tüketici, İl/İlçe Tüketici Hakem heyetlerine yapılacak olan bu başvurular için herhangi bir harç ödemeyecektir.
Av. Çiler Nazife KOŞAR
Comments