
Trafik kazaları sonucunda hasar gören araçlar, eski halinden farksız olacak şekilde onarılsalar bile TRAMER kayıtlarına hasarlı araç olarak geçmektedir. Bu da kazaya karışan aracın değer kaybı yaşamasına neden olmaktadır. Değer kaybını, bir nevi, aracın orijinalliğinden değer yitirmesi olarak da tanımlayabiliriz.
Ancak, aracın değer kaybına uğraması halinde, süresinde ve doğru hukuki hamleler yapıldığında, bu zararı tahsil etmenin mümkün olduğunu söyleyebiliriz.
Araç değer kaybı, aracın kaza tarihindeki hasarsız rayiç değeri ile onarılmış hali arasındaki değer farkıdır. Kazanın meydana gelmesinde hiç ya da daha az kusuru olan tarafın da bu farka katlanması hakkaniyet ilkesi gereğince kendisinden beklenemez.
Bu bakımdan, kazada tamamen kusurlu olan ya da diğer sürücüye nazaran daha kusurlu olan taraf, diğer aracın değer kaybını karşılayacaktır.
Kusursuz veya daha az kusurlu araç sahibi, kusurlu araç sahibinden ya da ruhsat sahibinden, aracının değer kaybını karşılaması için bir hukuk davası açmak suretiyle bu haklarını talep edebilir.
Araç Değer Kaybının Tahsilinde Nelere Dikkat Edilmelidir?
Öncelikle değer kaybı talebinde bulunacak olan kişinin meydana gelen trafik kazasında, kusursuz veya daha az kusurlu olması gerekmektedir. Kazaya sebebiyet veren sürücülerin hukuken değer kaybını talep etme hakkı bulunmamaktadır.
Sonrasında ise, bu hakkın talep edilebilmesi için, değer kaybı talebinde bulunacak olan kişinin kaza tarihinden itibaren 2 yıl içinde başvuru yapması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü bir süre olup, sürenin geçmesiyle değer kaybı talep hakkının mümkün olmayacağını belirtmek isteriz.
Değer kaybı, kusurlu araç sürücüsünün Zorunlu Trafik Sigortası’ndan talep edilebileceği gibi, sürücünün Zorunlu Trafik Sigortası bulunmaması halinde bizzat sürücünün kendisinden de talep edilebilir. Hukuki sürecin başlatılması için aracının değer kaybını talep etmek isteyen kusursuz araç sahibi, önce kusurlu araç sahibinin Zorunlu Trafik Sigortası’na yazılı olarak başvuru yaparak talebini bildirmelidir.
Kusurlu araç sürücüsünün Zorunlu Trafik Sigorta şirketinin, kusursuz araç sahibinin bu talebini reddetmesi halinde veya şirketin araç sahibinin talebine 15 gün içinde cevap vermemesi durumunda, Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvuru yapılabilir veya hukuk mahkemelerinde dava açılabilir.
Kazanın Meydana Gelmesinde İki Tarafın Da Kusuru Bulunmuyorsa, Araç Değer Kayıpları Kimden Tahsil Edilir?
Kazanın meydana gelmesinde iki tarafın da kusursuz olduğu durumlar olabilir.
Örneğin, trafik ışıklarının yanmaması halinde, trafik ışıklarının yanmaması sebebiyle bir kaza meydana gelmiş ise, bu durumda trafik ışıklarının bakım ve onarımından sorumlu kurum ve kuruluşların kusurlu olduğunu söyleyebiliriz.
Yine, yolda bir çalışma bulunması durumunda gerekli önlemlerin alınmaması sebebiyle bir trafik kazası meydana gelmiş ise, bu durumda gerekli önlemleri almakla ve trafik işaretleri koymakla yükümlü olan kurum ve kuruluşların kusurlu olduğunu söyleyebiliriz.
Zira, bu kurum ve kuruluşların Karayolları Trafik Kanunu’nun 13. maddesi gereğince, araçların güvenli bir şekilde seyahat etmesini ve/veya oradan geçiş yapmasını sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır.
Karayolu trafik güvenliği:
Madde 13 – (Değişik birinci fıkra: 25/6/2010-6001/34 md.) Karayolunun yapımı, bakımı, işletilmesi ile görevli ve sorumlu bütün kuruluşlar, karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlüdür.
Çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlar, karayolu yapısında yapacakları ve esasları yönetmelikte belirtilen çalışmalarda;
a) Yolun yapım ve bakımı ile görevli kuruluştan izin almak,
b) Çalışmaları, gerekli önlemleri alarak, aldırarak ve devamlılığını sağlayarak, trafik akımını ve güvenliğini bozmayacak tarzda yapmak,
c) Zorunlu nedenlerle meydana gelen arıza, engel ve benzerlerini en kısa zamanda ortadan kaldırarak karayolunu kullananlara ve araçlara zarar vermeyecek duruma getirmek,
d) Şehir içi karayolu kenarında çeşitli tesislerin yapımı süresince; kaldırımlarda, tünel, tünel aydınlatılması ve benzerlerini yaparak güvenli geçiş sağlamak ve yaya yollarını trafiğe açık bulundurmak, zorundadırlar.
Bu durumda, Karayolları Trafik Kanunu’nun 13. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyerek trafik kazasının meydana gelmesine sebep olan kurum ve kuruluşlara karşı da hukuk mahkemelerinde dava açılarak araç değer kayıplarının talep edilebileceğini söyleyebiliriz.
Araçta Oluşan Değer Kaybının Tespiti Nasıl Yapılır?
Aracın değer kaybının tespiti, “adli bilirkişi sigorta eksperleri” aracılığıyla yapılır. Bu hususa ilişkin olarak, Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün 23.09.2010 tarihli ve 2010/30 numaralı sektör duyurusunda; “Yangın, doğal afet, kaza ve hırsızlık ve Mühendislik dallarında ruhsatnamesi olan sigorta eksperlerinin Sermaye Piyasası Kurulunca (SPK) lisanslanan değerleme uzmanı olarak faaliyette bulunabileceği ve trafik kazası sonrası yapılan onarımlar nedeniyle araçlarda oluşan değer kaybı konusunda talepte bulunan kişiye, kurum ve kuruluşlara bu hususta ekspertiz raporu düzenlenmesinin uygun olacağı” açıklanmıştır.
Bu bakımdan “sigorta eksperlerinin” araçta oluşan değer kaybı tespitini yapabilecekleri bildirilmiştir.
Bununla birlikte, hukuk mahkemelerinde görülen davalarda “makine mühendisi” bilirkişiler tarafından da araçta oluşan değer kaybı tespitinin yapılabildiğini belirtmek isteriz.
Değer kaybı tespiti yapılırken, “aracın 2. El piyasa değeri, hasar geçmişi, kilometresi, daha önce hasar gören parçaları, marka ve model bilgisi” gibi birçok kriter dikkate alınmaktadır.
Bilirkişiler tarafından tüm bu veriler elde edildikten sonra, öncelikle aracın kaza tarihindeki rayiç değeri belirlenmekte, sonrasında da aracın onarımından sonra kaza yılı itibariyle 2. El rayiç değeri belirlenmektedir.
Bu iki değer arasındaki fark da, aracın değer kaybını oluşturmaktadır.
Aracın Kullanılamamasından Doğan Zararlar Da Tazmin Edilebilir Mi?
Kazanın meydana gelmesinde hiç ya da daha az kusuru olan tarafın hakkaniyet ilkesi gereğince, aracında oluşan değer kaybını talep etme hakkı bulunmaktadır. Bu şekilde araçta oluşan değer kaybının talep edilebilmesinin yanı sıra, aracın kullanılamamasından doğan zararların da tazmin edilebileceğini belirtmek isteriz.
Şöyle ki, kaza sonrası aracın hasarlı parçalarının onarımı için, tamirde bulunduğu süre içinde, araçla benzer teknik özellikte ve donanımdaki bir aracın günlük kiralama bedelinin, aracın onarımda kaldığı süre ile çarpılmasıyla elde edilen bedelin de, kusursuz veya daha az kusurlu araç sahibi tarafından talep edilme hakkı bulunmaktadır.
Görüldüğü üzere hak düşürücü sürelere ve usullere tabi olan bu spesifik davalarda kişilerin haklarını talep etmesi ve hak kaybına uğramaması adına, bu süreci uzman bir hukuk bürosuyla yürütmelerini tavsiye etmekteyiz.
Av. Çiler Nazife Koşar
Comments