"İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI"
BAŞLIĞIYLA DUYURULAN İKİNCİ YARGI REFORMU NELER İÇERMEKTEDİR?
02 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından “İnsan Hakları Eylem Planı” adı altında ikinci yargı paketinin detayları açıklanmıştır.
İnsan Hakları Eylem Planı ile getirilecek düzenlemeleri başlıca şu şekilde sayabiliriz;
🡪 Hakimlere coğrafi teminatın sağlanması amaçlanmaktadır.
Hakimler, dava dosyaları hakkında hukuk kuralları çerçevesinde karar alan kişilerdir. Yargılamanın tarafları, adaletli ve hakkaniyetli kararların verilmesi için, dosyasına bakan hakimin, dosyaya gerçekten hakim olmasını istemektedir. Ancak hakim ve savcıların sık sık yer değiştirmeleri sebebiyle, günümüz yargılamalarında bir dava dosyasının birden çok hakimin incelemesinden geçtiği bilinmektedir. Bu durum da, vatandaşların kimi zaman mahkemeden adaletli kararlar çıkmaması sebebiyle, hukuka olan inançlarını kaybetmelerine neden olmaktadır.
Bunun önüne geçilebilmesi amacıyla ikinci yargı reformunda, hakim ve savcıların sık sık yer değiştirmelerinin önlenebilmesi adına, "coğrafi teminat" getirilecektir.
Böylelikle hakim ve savcıların bölge sorunlarından doğan mağduriyetleri de giderilmiş olacaktır.
🡪 Tutukluluk istisna haline getirilecektir.
Mevzuatımızdaki Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre tutuklama kararı verilebilmesi için, şüpheli veya sanık hakkında “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular” bulunmalı ve bir “tutuklama nedeni” olmalıdır.
Bununla birlikte şüpheli veya sanığın CMK ‘nın 100. maddesinde sayılı “katalog suçlardan” birini işlediği hususunda kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde, kanunumuza göre tutuklama nedeni var sayılabilir.
CMK ‘nın 100. maddesinde sayılı ‘katalog suçlar’; “Soykırım ve insanlığa karşı suçlar, Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, Kasten öldürme, Silahla işlenmiş kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama, İşkence, Cinsel saldırı, Çocukların cinsel istismarı, Hırsızlık ve yağma, Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar, Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı suçları, 4389 sayılı Bankalar Kanununda tanımlanan zimmet suçu, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar, 6831 sayılı Orman Kanununda tanımlanan kasten orman yakma suçları, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 33 üncü maddesinde sayılan suçlar, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/3 maddesinde belirtilen suçlar” dır.
Cumhurbaşkanı’nın açıklamış olduğu ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ ile kişi özgürlüğü ve güvenliği ön plana çıkarılarak tutuklamanın bir koruma tedbiri olduğu yönünde mevzuatta önemli değişiklikler yapılacaktır.
Bu değişiklikler uyarınca, tutuklamada ‘katalog suçların’ kapsamı daraltılacak ve katalog suçlarda da somut delile dayanma şartı getirilerek tutuklama sadece istisnai bir koruma tedbiri haline getirilecektir.
İlaveten, "Konutu terk etmeme" adli kontrol tedbirinde geçen sürenin, sonuç cezanın infazından mahsubu sağlanacak ve ifadesi alınıp serbest bırakılmak üzere verilen bir yakalama kararı kapsamında mesai saatleri dışında yakalanan kişiler, makul bir sürede adli makamlara başvurmayı taahhüt etmesi koşuluyla serbest bırakılacaktır.
🡪 Çocuk mahkemelerinde esaslı değişiklikler yapılacaktır.
Çocuk mahkemeleri; suça sürüklenen çocukların yargılandığı, yargıç ve savcısının özel eğitimden geçirildiği, sosyal çalışmacının çocuğun durumu üzerine rapor vererek yargılamayı yönlendirebildiği özel bir mahkemedir.
Günümüzde, çocuk mahkemelerinde, on sekiz yaşın altındaki kişilerin yargılaması yapılmaktadır.
İnsan Hakları Eylem Planı’nda, aile mahremiyeti ve çocuğun üstün yararının daha iyi korunabilmesi amacıyla, aile ve çocuk mahkemelerinin müstakil bir kampüs içinde bulunacağı yeni bir adliye mimarisi modelinin geliştirileceği belirtilmektedir. Buna göre, çocuk mahkemelerinin duruşma salonları çocuk dostu olarak tasarlanacak ve hakimler, savcılar, avukatlar duruşmada cübbe giymeyecektir.
🡪 Kadına karşı şiddet suçlarının kapsamı genişletilecektir.
Kanunlarımıza göre bir suçun eşe karşı işlenmesi, suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halini oluşturmaktadır. Bu durum mevcut kanunlarımıza göre suçun işlendiği sırada hala daha ‘eş’ olan kişiler için geçerlidir.
Ancak, İnsan Hakları Eylem Planı ile, eşe karşı işlenen suçlara ilişkin kanunda öngörülen cezayı artıran sebeplerin, boşanmış eşi de kapsayacak şekilde genişletileceği belirtilmektedir.
Buna göre kişi boşanmış dahi olsa, kişinin şiddete başvuran eski eşi, suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halinden yargılanacaktır.
Bununla birlikte, kadına karşı tek taraflı ısrarlı takip eylemi de ayrı bir suç olarak düzenlenecektir. Aile içi şiddet ve kadına karşı şiddetten kaynaklanan suçların etkin bir şekilde soruşturulması amacıyla kurulan özel soruşturma büroları yaygınlaştırılacaktır.
İnsan Hakları Eylem Planı ile getirilecek olan bu düzenlemelerin, kadına karşı şiddetle mücadelede oldukça önemli bir yeri olduğunu düşünüyoruz.
🡪 Anayasa Mahkemesi’ne başvurudan önce başvurmak üzere, ‘İnsan Hakları Tazminat Komisyonu’ kurulacaktır.
Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.
Vatandaşlarımız, Türk Mahkemelerinde yapılan yargılamalarında bir hak ihlaline uğradığını ve/veya yargılamasının uzun sürmesi sebebiyle mağdur olduğunu düşünüyorsa, bu mağduriyetinin giderilmesi amacıyla iç hukuk yolları tüketildikten sonra doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapabilmektedir.
Açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı ile uzun yargılamadan kaynaklı zararların giderilmesi için ise Anayasa Mahkemesi'ne başvurudan önce devreye girmek üzere "İnsan Hakları Tazminat Komisyonu" nun kurulacağı belirtilmektedir.
🡪 Boşanma sürecinde ‘arabuluculuk’ kurumu devreye girebilecektir.
Arabuluculuk, bir alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olup, hukuki uyuşmazlıkların mahkemeye gitmeden, tarafsız bir üçüncü kişi vasıtasıyla çözüme kavuşturulmasıdır.
Uygulamada arabuluculuk, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır. Örneğin, işçi ve işveren problemleri, şirketler arasındaki uyuşmazlıklar, ticari ihtilaflar arabuluculuk yöntemiyle çözülebilen uyuşmazlıklardan bazılarıdır.
Güncel mevzuatımıza göre aile hukuku ile ilgili işlerin arabuluculuk yöntemiyle çözülmesi mümkün değildir. Ancak, İnsan Hakları Eylem Planı ile, boşanma sürecinde de arabuluculuk kurumunun devreye girebileceği düzenlemesi getirilmiştir.
🡪 Cezaevinde bulunan hükümlü ve tutuklulara mail hakkı getirilecek ve görüntülü konuşma hakkı sağlanacaktır.
"İfade, örgütlenme ve din özgürlüklerinin korunması ve genişletilmesi" amacı doğrultusunda, hükümlü ve tutukluların süreli ve süresiz yayınlara erişimlerinin kolaylaştırılması için ceza infaz kurumlarında kampüs kütüphaneleri kurulacak, eserlerin dijital ortamda seçilip talep edilmesi sağlanacaktır.
Bununla birlikte İnsan Hakları Eylem Planı ile getirilecek düzenleme ile, mahkûmlara elektronik ortamda yazışma hakkı da getirilecektir. Ancak bu uygulamada cezaevi yönetimi tarafından mahkumların gönderdiği/aldığı mailler kontrol edilip, kaydedilecektir.
Yine ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutuklulara kendi dini bayramlarında açık görüş ve "görüntülü görüşme" olanağı sağlanacaktır.
🡪 İhtisas mahkemelerinde hakimlere destek olmak amacıyla ‘mahkeme uzmanı’ kadrosu oluşturulacaktır.
Finans, sendika, imar ve kamulaştırma gibi alanlar ile vergi ve bilişim suçları bakımından ihtisas mahkemeleri belirlenecektir. Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren alanlarda hâkimlere destek olmak üzere "mahkeme uzmanı" istihdam edilecektir.
🡪 Sulh Ceza hâkimlerinin kararlarına dikey itiraz usulü getirilecektir.
Sulh ceza hakimliği, soruşturma aşaması işlemlerini yapmakla görevli bir mahkemedir.
Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe aittir.
Ancak, İnsan Hakları Eylem Planı ile getirilen düzenleme ile bunun önüne geçilerek, Sulh Ceza Hakimliğinin verdiği kararlara, başka bir Sulh Ceza Hakimliğinin bakması önlenecektir.
🡪 Hukuk eğitiminin kalitesi artırılacak ve Hukuk Araştırma Enstitüsü kurulacaktır.
Hukuk fakültelerinde öğrenim süresi beş yıla çıkartılacak ve eğitimin uygulamayla bağlantısı güçlendirilecektir. Yargı kurumları ile hukuk fakülteleri arasında yaygın işbirliği mekanizmaları geliştirilecek ve “hukuk kliniği” uygulamaları yaygınlaştırılacaktır.
Ceza muhakemesinde uzlaştırmacı olabilmek için, mevcut uzlaştırmacıların müktesep hakları saklı kalmak kaydıyla, hukuk fakültesi mezunu olma şartı getirilecektir. Etkili soruşturma için hukuk fakültesi mezunlarının adli kollukta istihdamı sağlanacaktır.
Bununla birlikte, İnsan hakları hukukuyla ilgili uluslararası gelişmeleri takip etmek ve hukuki olgulara ilişkin toplumsal talep ve ihtiyaçları dikkate alarak yeni politika önerileri geliştirmek üzere “Hukuk Araştırmaları Enstitüsü” kurulacaktır.
🡪 Hayvanları mal olarak değil, can olarak gören mevzuat düzenlemeleri yapılacaktır.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda hayvanlara karşı işlenen suçlara ilişkin idari para cezası yaptırımları düzenlenmiştir. Takdir edileceği üzere Hayvanları Koruma Kanununda düzenlenen bu idari para cezalarının hiçbir caydırıcılığı bulunmamaktadır.
Mevzuatımızdaki kanunlarımıza göre, hayvanlara yapılan kötü muamelenin, suç değil kabahat olduğunu da söylememiz mümkündür. Tam da bu sebeple yıllardır hayvana karşı işlenen suçların maalesef ki önü alınamamıştır.
Şimdiye kadar kanunlarımızda hayvana zarar vermenin cezasının mala zarar vermeyle aynı olduğunu belirtmekle birlikte, açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’na göre, hayvanları mal olarak değil can olarak gören düzenlemelerin yapılacak olduğunu ifade etmek isteriz.
Bu düzenlemenin amacı, hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesi ve hayvanların korunmalarını güvence altına almaktır.
🡪 İdari yargıda vatandaş güçlendirilecek ve tarafların eşitliği sağlanacaktır.
İnsan Hakları Eylem Planı ile, hali hazırda mevzuatımızda olmayan bir düzenleme olan “pilot dava” uygulamasının getirileceği belirtilmiştir.
Pilot davada, bir kişinin idare mahkemesinde açmış olduğu dava, başka kişilerin açacak olduğu dava ile bire bir aynı ise, o davanın sonucu dava açmayan diğer kişiler için de uygulanacaktır.
Keza, ortada daha önce kurulmuş bir mahkeme hükmü olduğundan, bu hüküm, benzer bütün davalar için bir hak dayanağı olacaktır.
Bununla birlikte, idareye yapılan başvurularda İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre idarenin cevap verme süresinin 60 gün olduğu bilinmektedir. Bu durum, idari yargılamaların uzamasına neden olmaktadır.
Bu sebeple de, İnsan Hakları Eylem Planı ile, idareye yapılan başvurularda idarenin cevap verme süresinin 60 günden 30 güne indirileceği düzenlenmiştir.
İdari yargıda gerekçeli kararın otuz gün içinde yazılması da, mevzuatta yapılacak olan düzenlemeler arasında yer almaktadır.
Mevzuatımızda eksikliklerin olduğunu kabul etmekle birlikte asıl problemin uygulamada olduğunu düşündüğümüzü belirtmek isteriz. Gerçekten uygulanabilir ise getirilecek olan bu düzenlemelerin, hukukta bir reform yaratacağı aşikardır.
Sadece belli başlı düzenlemelerine değinebildiğimiz, Cumhurbaşkanınca açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı, 11 temel ilke, 9 amaç, 50 hedef ve 393 faaliyet öngörmektedir.
Av. Çiler Nazife Koşar
Comments