Ülkemizde ve tüm dünyada 1 yılı aşkın bir süredir görülmekte olan korona virüs pandemisi sebebiyle, örgün eğitime ilk olarak 13 Mart 2020 tarihinde ara verilmiş ve neticede 19 Haziran 2020 tarihinde 2019-2020 eğitim- öğretim yılı sona erdirilmiştir.
Görüldüğü üzere öğrenciler, 09 Eylül 2019 tarihinde başlayan 2019-2020 eğitim - öğretim yılında, sadece 6 ay yüz yüze/örgün eğitim almışlardır. 2020-2021 eğitim - öğretim yılında ise, henüz daha yüz yüze eğitimin başlamadığı sınıflar bulunmaktadır. Özel okullar örgün eğitim veremediği zamanlarda, öğrencilere telafi eğitim olarak online eğitim vermiştir/mektedir.
Oysa ki, daha önceki yazılarımızda da belirtmiş olduğumuz üzere “uzaktan eğitim, örgün eğitimin telafisi olamaz.”
Zira, velilerin çocuklarını özel okula göndermesindeki amaçları, sadece çocuklarının temel dersleri almaları değildir. Bilindiği üzere öğrenciler uzaktan eğitim süresince, yüz yüze eğitimin sağladığı birçok hizmetten yoksun kalmışlardır.
Hal böyle olunca da, birçok veli, özel okula ödediği ücretin iadesi için Tüketici Hakem Heyeti’ne başvuru yapmıştır. Ve nihayet, İstanbul’da ve İzmir’de bulunan birçok il ve ilçe Tüketici Hakem Heyetleri “uzaktan eğitim süresince veliye ücret iadesi yapılmasına” karar vermiştir.
Emsal nitelikte olan Tüketici Hakem Heyetleri’nin bu kararlarında; “… 8 Mayıs 2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’te 7. Maddenin ‘Olağanüstü Durumlarda Eğitim ve Öğretime Ara Verme’ başlığı ile birlikte düzenlenen maddenin; ‘ilçe, il veya ülke genelinde eğitim ve öğretimi aksatacak nitelikte olağanüstü durum, sel, deprem, elverişsiz hava şartları ve benzeri doğal afetler ile hastalık/salgın hastalık gibi nedenlerle Bakanlıkça veya il/ilçe Hıfzıssıhha Kurulu’nun kararına istinaden mahalli mülki idare amirince okullarda eğitim ve öğretime ara verilir’ şeklinde değiştirildiği ve aynı yönetmeliğin 33. Maddesine ‘Bu yönetmeliğin 7. maddesine göre eğitim ve öğretim faaliyetlerine ara verilmesi durumunda uzaktan eğitim yapılabilir’ düzenlemesinin eklendiği görülmüş olduğundan belirtilen süre için yüz yüze eğitim verilememesinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ‘ifa imkansızlığı’ başlıklı 136. Maddesinde, ‘Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkansızlaşırsa borç sona erer’ ve ‘kısmi ifa imkansızlığı’ başlıklı 137. Maddesinde, ‘Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkansızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkansızlaşan kısmından kurtulur’ hükümleri uyarınca kullanılmayan hizmetin ücret iadesinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre, ayıplı hizmet kapsamında değerlendirilmesi nedeniyle tüketicinin talebinin kabulüne” karar verilmiştir.
Bu bakımdan özel okulların uzaktan eğitim yapmasının, yargı nezdinde “ayıplı hizmet” olarak değerlendirildiğini söyleyebiliriz.
Keza, özel okullar ile yapılan ‘Öğrenci Kayıt Sözleşmelerinin’ esaslı unsuru yüz yüze eğitimdir. Sözleşmenin esaslı unsurları, o sözleşmenin mevcut olabilmesi için mutlak surette bulunması gereken unsurlardır. Bu bakımdan örgün eğitim, veliler ile okul yönetimi arasında yapılan sözleşmenin olmazsa olmaz bir unsurudur diyebiliriz.
Yüz yüze eğitim verilmemiş ise, özel okul, sözleşmenin şartlarını yerine getirmemiş sayılır. Bu da verilen hizmeti ayıplı hale getirir ve sözleşme bedelinin iadesi sonucunu doğurmaktadır.
Bu konuda Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin de; “Yapılan sözleşmeler yüz yüze eğitim sözleşmesi olduğu için yerine gelmediğinde tüketici kanununa göre ayıplı hizmet olur ve bedeli iade edilir. Veliler kesinlikle bu noktada takiplerini yapsınlar. Hakem heyetleri aleyhlerine karar verir ise şayet, tüketici mahkemelerine şikayette bulunsunlar.” şeklinde ifade etmek suretiyle, velilerin yasal haklarını kullanması gerektiğini belirtmiştir.
Önemle ifade etmek gerekir ki, Tüketici Hakem Heyetleri, vermiş olduğu kararlarda hakkaniyetli bir paylaşım yapmaya çalışarak, genelde, örgün eğitim yapılamayan sürece ilişkin eğitim-öğretim ücretinin 2/3 ’ünün eğitim kurumunun üzerinde bırakılmasına, 1/3 ‘ünden de tüketicinin sorumlu olmasına ya da eğitim-öğretim ücretinden yüzde 10 oranında kesinti yaparak ücret iadesine karar vermektedir.
Her ne kadar özel eğitim okulları ellerinde olmayan mücbir sebeplerle, ‘öğrencilere örgün eğitim verme’ borcunu yerine getirememiş olsa da, bu mücbir sebebin doğmasına öğrencilerin ve/veya velilerin neden olduğunu da söyleyemeyiz.
Dolayısıyla önceden öngörülmesi imkansız olan bu koşullar sebebiyle meydana gelen zarara, tek başına öğrenci velilerinin katlanmasının beklenmesi hakkaniyete uygun düşmemektedir.
Öğrenci velileri, dava açarak hizmet alamadıkları dönem yönünden ücret iadesi isteme hakkına sahiptir.
Ancak, tüm bunlardan faydalanmak için, çocuklarını özel okula gönderen velilerin, hukuki süreci başlatmaları gerekmektedir.
Av. Çiler Nazife KOŞAR
Comments